BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖZEL RAPORTÖRLERİ TARAFINDAN TÜRKİYE’YE GÖNDERİLEN MEKTUP

311

 

BİRLEŞİŞM MİLLETLER ÖZEL RAPORTÖRLERİ TARAFINDAN 07/10/2024 TARİHİNDE TÜRKİYE’YE GÖNDERİLEN MEKTUP (AL TUR 5/2024) 

Yedi BM Özel Raportörü (Terörle Mücadele Sırasında İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Geliştirilmesi ve Korunması Özel Raportörü; Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubu; Düşünce ve İfade Özgürlüğü Hakkının Geliştirilmesi ve Korunması Özel Raportörü; Barışçıl Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü Hakları Özel Raportörü; İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü; İnsan Hakları ve Uluslararası Dayanışma Bağımsız Uzmanı; Özel Hayatın Gizliliği Hakkı Özel Raportörü ve İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Ceza Özel Raportörü) 7 Ekim 2024 tarihinde Türkiye’ye çok güçlü bir iddia mektubu gönderdi. O tarihte gönderdikleri mektup Türkiye’nin cevabı ile birlikte 6 Aralık 2024 tarihinde yayımlandı. 

Birleşmiş Milletler Özel Raportörlerinin bu detaylı iddia mektubu, özellikle Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu iddia edilen bireylere yönelik Türkiye’deki sistematik baskıyı ortaya koyan bir mektup olmuştur. Mektupta kayda geçirilen temel hususlar özellikle aşağıdaki hususları içeriyor:

🔹Toplu Gözaltılar ve Tutuklamalar

  • Haziran 2023–Haziran 2024 döneminde 8.892’den fazla kişinin gözaltına alındığı ve 1.595 kişinin terörle ilgili suçlamalarla itham edildiği belirtiliyor. Bu kişiler arasında öğretmenler, ebeveynler ve çocuklar bulunuyor.
  • Raporlar, bireylerin sıradan ve meşru faaliyetlere dayanarak gözaltına alındığını, suç teşkil eden fiillerle ya da Hizmet Hareketi ile bağlantılarını gösteren hiçbir kanıt bulunmadığını ortaya koyuyor.
  • Daha da endişe verici bir şekilde, çocuklar terörle mücadele yasaları kapsamında gözaltına alınıyor ve ciddi kötü muameleye maruz kalıyor; fiziksel şiddet, yasal temsil hakkının engellenmesi gibi ihlaller rapor ediliyor.

🔹 Ülke Dışı Kaçırmalar

  • Devlet destekli sınır ötesi kaçırmalar devam ediyor ve uluslararası normların ihlali anlamına geliyor.
  • Kaçırılan mağdurlar işkence, zorla itiraf ve adil olmayan yargılamalarla karşılaşıyor.
    •Türk makamlarının bu ihlallere ilişkin bağımsız ve etkili soruşturma yürütmemesi konusundaki derin endişe kaynağı.

🔹 Terörist “Gri Listelerin” Kötüye Kullanılması

  • Yargıçlar, gazeteciler ve insan hakları savunucuları, usule uygun bir süreç olmaksızın keyfi olarak “terörist” olarak damgalanıyor, bu da onları fiziksel saldırıya ve baskıya açık hale getiriyor.

🔹 Gözetim İhlalleri

  • ByLock verileri gibi gözetim araçlarının yaygın kötüye kullanımı, binlerce keyfi gözaltına yol açıyor.
  • Manipüle edilmiş ve hatalı deliller, sınırlı yargı denetimiyle bir araya gelerek adil yargılamaları baltalıyor.
  • Raportörler, uluslararası düzeyde korunan haklarını kullanan aktivistlere ve insan hakları savunucularına yönelik hedefli saldırılarda MİT Kanunu’nun kötüye kullanılmasından endişe duyduğunu ifade etti.

Özel Raportörler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yüksel Yalçınkaya v. Türkiye (No. 15669/20) davasındaki bulgularını desteklemiş ve Türk yargısına şu çağrılarda bulunmuştur:
• ByLock delillerine dayanan davalarda yeniden yargılama yapılmasını emretmek.
• Eşitsizlikleri ele almak ve yargısal adaleti sağlamak için önlemler uygulamak.

Özel Raportörler, Hizmet Hareketi’nin terör örgütü olarak tanımlanmasının usule uygunluk gerekliliklerini karşılamadığını ve terörizm ile insan hakları konusunda Özel Raportör tarafından geliştirilen terörizmin model tanımını tatmin etmediğini vurgulamışlardır.

Daha önceki OL TUR 13/2020 yazışmasında ifade edilen genel endişeleri tekrarlayarak, Terörle Mücadele Kanunu No. 3713 ve Türk Ceza Kanunu’nun, siyasi muhaliflere, gazetecilere ve Hizmet Hareketi ile bağlantılı olduğu düşünülen bireylere karşı sistematik olarak kötüye kullanılmasına izin verecek şekilde aşırı geniş bir dille hazırlandığını belirtmişlerdir.

Türkiye’de Hizmet Hareketi ile bağlantılı bireylerin ve grupların keyfi gözaltı, mahremiyet ihlali ve güvenliklerine yönelik tehditler gibi ciddi risklerle karşı karşıya olduğuna dair bir eğilim olduğu ifade edilmiştir.

Rapor BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Gurubu tarafından verilen çok sayıda karara atıfta bulunuyor. Yine bu bildirim kısa bir süre önce BM Yagıçların ve Avukatların Bağımsızlığı raportörü tarafından Türkiye’ye gönderilen iddia mektubunun da tamamlayıcısı olmuştur.

Mektubun İngilizce Metni: DownLoadPublicCommunicationFile

Mektubun Türkçe Metni: DownLoadPublicCommunicationFile tr