Koşullu Salıverilme Dilekçe Örneği

20466

Koşullu Salıverilmeye Yönelik Dilekçe Örneği İNDİR (Word)

……İNFAZ HAKİMLİĞİNE

TALEPTE BULUNAN HÜKÜMLÜ      :                                 

VEKİLİ                                       : Av….

KONU                                       :İyi Hal Değerlendirmesinde Müvekkil Aleyhine Olan Yasa ve Yönetmelik Hükmünün Uygulanarak Koşullu Salıverilmeden Yararlandırılmaması Kararına İtiraz

İTİRAZA KONU KARAR             :…… Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun ….tarih ve …..sayılı kararı

 

AÇIKLAMALAR

Müvekkil, ….. Mahkemesinin …. tarih, …..esas ve ….. karar sayılı kararıyla ….yıl, ….ay ve ….gün hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Hakkında verilen karar ….tarihinde kesinleşmiş ve cezanın infazına ….tarihinde başlanmıştır.

Müvekkile isnat edilen suçun suç tarihi itibariyle, şartlı salıverilmesinde dikkate alınması gereken iyi hal kriterleriyle ilgili değerlendirme 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği’ne göre yapılması gerekirken, bu değerlendirme 29/12/2020 tarihli ve 31349 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren aynı isimli Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmeliğine göre yapılmıştır. Yapılan değerlendirme sonucu müvekkilin iyi halli olmadığına ilişkin olarak, 5275 sayılı İnfaz Kanununun 89 ve Yeni Yönetmeliğin 16. maddesinde yer alan, ancak eski Yönetmelikte bulunmayan ……hususu gerekçe yapılmıştır. (Eski Yönetmelikte olmayıp yeni Yönetmelikte getirilen şu hususlardan hangisi gerekçe yapılarak iyi halli olmadığına karar verildiyse o hususlar yazılmalı: Tekrar suç işleme riskinin düşük olması, Mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olması, Katıldığı program ve faaliyetler ile aldığı sertifikalar, Kitap okuma alışkanlığı, Diğer hükümlüler, tutuklular, görevliler ve dışarıyla olan ilişkileri, İşlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlık, Kurallara uyumu, Aldığı disiplin cezaları,  kurum güvenlik ve düzenine katkısı ve ödüller) 

Ancak, İdare ve Gözlem Kurulunun bu kararı usul ve yasaya aykırıdır ve bu nedenle kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki; kural olarak usule ve infaza ilişkin hükümlerde, lehe veya aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın derhal uygulama ilkesi geçerlidir. Ancak, TCK’nın 7. maddesinin 3. fıkrası, infaz rejimine ilişkin olan üç müesseseyi derhal uygulama kuralının dışında tutmuştur. Bunlar; erteleme, koşullu salıverilme ve tekerrür. Yani, bu üç müessese maddi ceza hukukuna ilişkin zaman bakımından uygulama kurallarına tabidir (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 16. Bası, s147).

Bu üç infaz müessesesi açısından, TCK’nın 7. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki ilkeler geçerlidir. TCK’nın 7. maddesinin 1. fıkrasında; işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemediği gibi işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz” denilmiştir. Aynı ilke Anayasa’nın 38. maddesinin 1. fıkrası ile de güvence altına alınmış ve hatta maddenin 2. fıkrasında zamanaşımı ve ceza mahkumiyetinin sonuçları açısından da aynı ilkenin geçerli olacağı belirtilmiştir. TCK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasında da; “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunurdenilmiştir. TCK’nın 7. maddesi gereğince; suç tarihinden sonra yürürlüğe giren aleyhe hükümler fail hakkında uygulanamaz. Bu ilke, geçmişe yürüme yasağı olarak da adlandırılır. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren lehe hükümlerin ise fail hakkında uygulanması her zaman mümkündür.

Anayasa’nın 38 ve TCK’nın 7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, geçmişe yürüme yasağının istisnası olan müesseseler şunlardır; suçlar, cezalar, güvenlik tedbirleri, zamanaşımı, erteleme, koşullu salıverilme, tekerrür ve ceza mahkumiyetinin sonucu olan hususlar (bir ceza mahkumiyetinin sonucu olan denetimli serbestlik tedbiri gibi)

TCK’nın 7. maddesindeki ilkeleri koşullu salıverilmeye uyarladığımızda karşımıza şu sonuç çıkmaktadır; suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların koşullu salıvermeye ilişkin hükümleri farklı ise, hükümlünün lehine olan kanun uygulanır veya “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre şartla tahliyeye hak kazanan kimsenin bu hakkı geri alınamayacağı gibi suç işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre şartla tahliye hakkını kaybeden kimseye de aleyhe olan bu hüküm uygulanamaz.

Burada dikkat edilmesi gereken husus; koşullu salıverilmenin şartlarında yapılan değişikliklerde lehe kanun tespitinin “suç tarihinin” esas alınarak yapılması gerektiğidir. Başka bir ifadeyle, suç tarihinde yürürlükte olan lehe hüküm kaldırılsa dahi, hükümlü hakkında uygulanmaya devam eder. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren hüküm aleyhe ise bu kez de hükümlü hakkında uygulanamaz. Ancak, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren lehe düzenlemeler hükümlü hakkında derhal uygulanır.

Şartla tahliye için iki koşul gereklidir; Süre ve iyi halli olmak. Şartla tahliyenin bu iki koşulu açısından ayrı ayrı geçmişe yürüme yasağı geçerlidir. Yani, bu iki koşulun değerlendirilmesinde lehe kanunun tespiti, TCK’nın 7. maddesinin 1 ve 2. fıkralarındaki ilkelere göre yapılmalıdır.

Başka bir ifadeyle; koşullu salıverilmenin şartlarını (süre veya iyi hal) düzenleyen yasa veya yönetmeliklerde hükümlü aleyhine yapılan değişiklikler açısından; sonradan yürürlüğe giren ve aleyhe olan hüküm yerine “suç tarihinde yürürlükte olan” lehe hüküm esas alınarak uygulama yapılması TCK’nın 7. maddesi gereğince zorunluluktur. İnfaz Kanunu’nun 89. maddesinde yapılan değişiklikler ve bu değişiklikler esas alınarak çıkarılan Yönetmelikler de bu ilke çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Burada bir hususa değinilmesinde fayda vardır. Geçmişe yürüme yasağı bakımından 7242 sayılı Yasa’nın geçici 9/2. maddesi ile İnfaz Kanunu’nun 89. maddesinde yapılan ve 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanacak olan değişiklikleri iki bölümde ele almak gerekir;

  1. İyi hal raporlarının hazırlanma usulüne ilişkin değişiklikler,
  2. İyi hal kriterlerine ilişkin değişiklikler.

İyi hal raporlarını verecek kurulların oluşumu, çalışma usulleri, değerlendirme süreleri gibi değişiklikler usul ve infaz hukukuna ilişkin olduklarından derhal uygulanma ilkesine tabidir. Örneğin, 01.01.2021 tarihinden sonraki tüm iyi hal raporları idare ve gözlem kurullarınca en geç altı ayda bir düzenlenecektir. Yine, yasaların iyi hali esas aldığı tüm durumlarda da 01.01.2021 tarihinden itibaren yeni düzenlemeye göre iyi hal raporları düzenlenecek ve suç tarihinin 01.01.2021 tarihinden önce olması önem arz etmeyecektir. Yani, koşullu salıverilme veya erteleme gibi müesseseler bakımından iyi hal raporlarının hazırlanma usulünde, suç tarihine veya lehe/aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın yeni düzenlemeye göre raporlar hazırlanacaktır. Zira kurulların kimlerden ve nasıl oluşacağı, raporların hangi sürelerde hazırlanacağı ve bu raporlara nasıl itiraz edileceği gibi hususlar “derhal uygulama ilkesine” tabidir. Yani, bu usul değişiklikleri 89. maddenin yürürlüğe girdiği 01.01.2021 tarihinden itibaren hemen uygulanmaya başlayacaktır.

TCK’nın 7. maddesine göre maddi ceza hukuku kurallarının ve dolayısıyla geçmişe yürüme yasağının uygulanması, İnfaz Kanunu’nun 89. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmeliğine Yönetmeliğin 16. maddesinde düzenlenen  “iyi hal kriterlerine” ilişkindir. Zira bu kriterlere göre hükümlünün iyi halli olup olmadığı değerlendirilecek ve iyi hal raporuna göre hükümlü hakkında şartla tahliye kararı verilerek serbest bırakılacaktır. İyi hal, şartla tahliyenin esaslı bir unsurudur ve iyi hale ilişkin kriterler de İnfaz Kanunun 89 ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin 16. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddelerdeki koşulları taşımayan hükümlü hakkında iyi hal ve dolayısıyla şartla tahliye kararı verilemez. Bu nedenle, 89. maddedeki iyi hal kriterlerinde yapılan değişiklikler, koşullu salıverilmenin unsurlarında yapılan değişiklik anlamına gelir ve TCK’nın 7. maddesi gereğince geçmişe yürüme yasağına tabidir.   

Kısaca; 7242 sayılı Yasa ile İnfaz Kanunu’nun 89 ve Yönetmeliğin 16. maddesindeki “iyi hal kriterlerine” ilişkin yapılan değişiklikler açıkça müvekkilin aleyhinedir. Bu nedenle, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği 01.01.2021 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili verilecek koşullu salıverilme kararlarına esas alınacak iyi hal raporlarında kullanılabilmesi mümkün değildir ve müvekkile isnat edilen suç tarihi de 01.01.2021’den öncesidir. Bu nedenle, iyi hal raporunun, değişiklik öncesi metinlerdeki kriterlere göre düzenlenmesi gerekir. Yani, 7242 sayılı Yasa ile İnfaz Kanunu’nun 89 ve Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen yeni kriterler ancak 01.01.2021’den sonra işlenen suçlardaki koşullu salıverilme kararlarında değerlendirmeye esas alınacağından, yeni düzenlemenin müvekkil hakkında uygulanması ve iyi hal raporunun yeni düzenlemeye göre tanzimi mümkün değildir.

Ayrıca, TCK’nın 7. maddesinin 1.fıkrasının son cümlesinde; “geçmişe yürüme yasağına aykırı” olarak verilen kararların “kanuni neticelerin kendiliğinden kalkacağı” belirtilmiştir. Şartla tahliye müessesesi de aynı ilkeye tabi olduğundan, geçmişe yürüme yasağına aykırı olarak yapılan iyi hal değerlendirmeleri, düzenlenen iyi hal raporları veya verilen kararlar (şartla tahliyenin reddi veya geri alınması) açısından TCK’nın m.7/1-son cümlesindeki “kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar” hükmü uygulanmak zorundadır.

Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, müvekkilin iyi hal raporunun yeni yasa ve yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, İdare ve Gözlem Kurulunun başvuruya konu kararının kaldırılmasına, müvekkilin lehine olan eski yasa ve yönetmelik hükümlerine göre iyi hal raporunun düzenlenmesine ve bu düzenlemeler gereğince gerekli şartları sağlayan müvekkilin şartla salıverilmesine karar verilmesi arz ve talep olunur. …./…./…

                                                                                    Ad-Soyad(Hükümlü)

                                                                                              Vekili

                                                                                     Av.