AİHM’İN ADVANCE PHARMA SP. Z O.O V/POLONYA KARARININ ÖZET ÇEVİRİSİ
Madde 6
Medeni Hukuk Yargılaması
Madde 6-1
Kanunla Kurulmuş Mahkeme
Mevzuat reformunu takiben başvurucu şirketin hukuk itirazını inceleyen hâkimlerin Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesine atanmasında açık ihlaller: ihlal.
Olaylar – Başvurucu şirketin açtığı hukuk (tazminat) davasındaki temyiz başvurusu, Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesi’nin üç hâkiminden oluşan bir heyet tarafından incelenmiştir. Hâkimler, hükumet tarafından 2017 yılında başlatılan Polonya yargı sisteminin geniş çaplı yasama reformunun bir parçası olarak Ulusal Yargı Konseyi’ne (NCJ) İlişkin 2017 Değişiklik Yasası ile kurulan yeni Ulusal Yargı Konseyi’ni içeren prosedürle yeniden atanmıştı. NCJ’nin yargı üyeleri artık Sejm (Polonya Parlamentosunun alt kanadı) tarafından seçilmektedir. Bir bütün olarak ele alınınca ilgili iç hukuk hükümler uyarınca, hâkimler, Yüksek Mahkeme de dahil olmak üzere tüm mahkeme türlerine ve seviyelerine, Polonya Cumhurbaşkanı tarafından, NCJ’nin adayları değerlendirdiği ve belirlediği bir rekabetçi seçim prosedüründen sonra yayınlanan bir tavsiyeyi takiben atanmıştır.
Başvurucu şirket, davasını inceleyen Hukuk Dairesi hâkimlerinin, NCJ’nin tavsiyesi üzerine Polonya Cumhurbaşkanı tarafından iç hukuka ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığı ilkelerine açıkça aykırı olarak atanmalarından şikâyetçi olmuştur.
Hukuki Değerlendirme – Madde 6 § 1: Daha önceki benzer davalarda olduğu gibi, mevcut davada Mahkemenin görevi, bir bütün olarak Polonya yargısının yeniden düzenlenmesinin meşruiyetini gözetmek değil; hâkimlerin Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesine 2017 Değişiklik Yasasıyla oluşturulmuş olan NCJ’yi de içeren bir usulle atanmaları süreciyle alakalı koşulları değerlendirmektir. Mahkeme, Başvurucunun davasının – tümü ihtilaflı usule göre atanmış hâkimlerden oluşan bir yapıda – Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesi tarafından görülmesinin, Başvurucunun “kanunla kurulmuş bir mahkeme” hakkının ihlaline yol açıp açmadığını Guðmundur Andri Ástráðsson/İzlanda [BD] davasında belirtilen kriterler ışığında ve Xero Flor w Polsce sp. z o.o. v. Polonya ve Reczkowicz/Polonya davasında uygulandığı üzere incelemiştir. Mahkeme, bahse konu sonuçlara varırken, özellikle Polonya Yüksek Mahkemesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararlarının yanı sıra Avrupalı ve uluslararası kurumlar tarafından yapılan çok sayıda rapor ve değerlendirmeyi dikkate almıştır.
(a) İç hukukun açık bir ihlali olup olmadığı – İddia edilen ihlal iki yönlüydü:
(i) NCJ’nin yürütme ve yasama yetkilerinden bağımsız olmadığı iddiası
Mahkeme, iç hukukun aynı temel ihlalinden kaynaklandığı iddia edilen ihlal olan Reczkowicz davasında uygulanan muhakeme ve metodolojiyi izlemiştir. Hukuk Dairesi’nin yeni hâkimlerin aynı usulle atandığı göz önüne alındığında, Mahkeme’nin yukarıdaki davada Ulusal Yargı Konseyi’nin özelliklerine ilişkin tüm değerlendirmeleri ve bulguları ve atama prosedüründeki NCJ’in varlığının neden olduğu bir iç hukuk ihlali mevcut davada eşit derecede geçerliydi. 2017 Değişiklik Yasası uyarınca kurulan NCJ, yasama veya yürütme erklerinden yeterli bağımsızlık garantisi sağlamadığından, hâkimlerin atanmasına ilişkin temel usul kurallarını olumsuz yönde etkileyen iç hukukun açık bir ihlali olmuştur. Mahkeme ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin Sözleşme’nin 6 § 1 maddesine ve burada güvence altına alınan adil yargılanma hakkının Polonya Anayasasının çeşitli hükümleriyle bağdaşmadığına ilişkin 24 Kasım 2021 tarihli kararının, açık bir Mahkeme’nin Xero Flor w Polsce sp. z.o.o’oe Sözleşme’nin altındaki kararının 46. Madde uyarınca uygulanmasını önleme ve Mahkeme’nin Polonya ile ilgili olarak Sözleşme’nin 19. ve 32. Maddeleri altındaki yargı yetkisini kısıtlama çabasıyla verildiğini de not etmektedir.
(ii) 330/2018 sayılı NCJ kararının etkin bir yargı denetimine tabi olmaması ve bu kararın uygulanmasının durdurulmasına rağmen Polonya Cumhurbaşkanının Hukuk Dairesine hâkim ataması
27 Eylül 2018’de Yüksek İdare Mahkemesi, Yargıtay Hukuk Dairesi’nde Başvurucu şirketin davasına bakanların da dahil olduğu adayları yedi münhal yer için tavsiye eden 28 Ağustos 2018 tarih ve 330/2018 sayılı NCJ kararının uygulanmasını – kararın yasallığına itiraz eden ve görev için önerilmemiş birçok aday tarafından yapılan birçok itirazın incelenmesi süresince – durduran bir ara karar çıkarmıştı. Yürütmenin durdurulmasına ve itirazların beklemede olmasına rağmen, Polonya Cumhurbaşkanı adayların atanmasına devam etti. Ayrıca, yukarıdaki idari kararın yargı denetimi devam ederken, 26 Nisan 2019 Yasası ile getirilen yeni değişiklikler nedeniyle, Yüksek Mahkemeye atanmaya ilişkin NCJ kararlarına karşı şimdiye kadar mevcut olan bireysel olaylardaki mevcut itiraz hakkı sona erdirilmiş ve devam etmekte olan herhangi bir başvuru hakkı sona ermişti ve bu tür kararlara karşı devam eden itirazlar kanun gereği sonlandırılmıştı.
Yürütme erki, 330/2018 sayılı kararın beklemede olan yargı denetimine rağmen yukarıdaki atamaları sürdürerek ve yasama organı, yargı denetiminin herhangi bir hukuki veya fiili etkisini ortadan kaldırmak için devam eden adli süreçlere müdahale ederek, hukukun üstünlüğünü açıkça hiçe sayarak ve hukuk devleti ve 6 § 1 maddesi anlamında adil yargılanmanın gereklerini alenen ihlal ederek hareket etmişti. Yalnızca yargının otoritesini, bağımsızlığını ve rolünü tamamen hiçe sayan bir tavır olarak tanımlanabilecek bir tavır sergilemişlerdi. Tüm koşulları bir bütün olarak değerlendiren Mahkeme, bu eylemlerin iç hukukun açık bir ihlali anlamına geldiği sonucuna varmıştır. Hâkimlerin atanmasına ilişkin devam etmekte olan bir yargı denetimini geçersiz hale getirmek ve anlamsız kılmak için bağlayıcı bir yargı kararının kasıtlı olarak göz ardı edilmesi ve adaletin işleyişine müdahale edilmesi, ancak hukukun üstünlüğüne açık bir karşı koyma olarak nitelendirilebilir.
(b) İç hukuk ihlallerinin hâkim atama usulünün temel bir kuralıyla ilgili olup olmadığı – İç hukukun açık ihlali, hâkimlerin Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesine atanmasına ilişkin temel usul kurallarını olumsuz etkilemişti. Bunun nedeni, Polonya Cumhurbaşkanı tarafından atanmak için olmazsa olmaz bir koşul olan atamalara ilişkin tavsiyenin, 2017 Değişiklik Yasası uyarınca kurulduğu şekliyle, yasama ve yürütmeden yeterli bağımsızlık teminatlarına sahip olmayan NCJ’ye verilmiş olmasıydı. Bu ihlal, yasama organının ve Polonya Cumhurbaşkanının, NCJ’nin adayları tavsiye eden kararının yargı denetimini anlamsız kılmak için hukukun üstünlüğünü açıkça hiçe sayarak aldığı eylemlerle daha da ağırlaştırılmış ve fiilen sürdürülmüştür.
Yargıyı, önceki mevzuatta tanınan ve uluslararası standartlar tarafından tanınan bir hak olan NCJ’nin yargı üyelerini aday gösterme ve seçme hakkından mahrum bırakan 2017 Değişiklik Yasası sayesinde, yasama ve yürütme erklerini elde etmişti. Yasa, yalnızca önceki temsil sistemini değil, aynı zamanda, yürütmenin ve yasama organının yargısal atama prosedürüne doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etmesine, ki NCJ için yargı adaylarının onaylanmasını çevreleyen koşullar tarafından gösterildiği üzere, bu makamların yararlandığı bir olanaktır, imkân tanıyarak bu bakımdan yargının bağımsızlığına ilişkin güvenceleri de ortadan kaldırmıştır. Bu durum, daha sonra Polonya Cumhurbaşkanı tarafından Hukuk Dairesi’ne hâkimlerin atanmasıyla, ki adaylıklarını tavsiye eden 330/2018 sayılı NCJ kararının uygulanmasının durdurulduğu gerçeğini açıkça göz ardı etmekteydi, daha da ağırlaştı.
Mevcut davada olduğu gibi, hâkimlerin atanması üzerindeki yasama ve yürütme yetkilerinin usulsüz etkisini ortaya koyan hâkimlerin atanmasına ilişkin bir usulün kendisi, 6 § 1 maddesiyle bağdaşmaz ve bu itibarla, bu şekilde atanan hâkimlerden oluşan bir mahkemenin işleyişi ve meşruiyetinden ödün verilmesi bütünü olumsuz yönde etkileyen temel bir usulsüzlük teşkil eder
Bu nedenle, başvurucu şirketin davasına bakan üç hâkim da dahil olmak üzere yedi yargıcın Hukuk Dairesi’ne atanmasına ilişkin usuldeki ihlaller, Başvurucu şirketin “kanunla kurulmuş bir mahkeme” hakkının özünü zedeleyecek kadar ağırdı.
(c) “Kanunla kurulmuş mahkeme” hakkına ilişkin iddiaların ulusal mahkemeler tarafından etkili biçimde denetlenip denetlenmediği ve giderilip giderilmediği – NCJ’nin 330/2018 sayılı kararı, 6 Mayıs 2021 tarihinde bu kararı iptal eden bir hüküm kuracak olan Yüksek İdare Mahkemesinin yargısal denetimine tabi tutulmuştu. Ancak Polonya makamlarının ulusal hukuka açıkça aykırı biçimde yapılan eylemleri, bu yargısal incelemeyi anlamsız ve herhangi bir maksattan yoksun kılmıştı. Dahası, hükumetin tüketmeme itirazını, bu özel koşullarda atama usulüne uygulanan kurallara karşı çıkan bir anayasal şikâyet, yeterince gerçekçi başarı ihtimalinden yoksun bulunduğu için reddetme kararını dikkate alarak Mahkeme, başvurucu şirkete hiçbir giderim yolunun sunulmadığını tespit etmiştir.
Genel İtibariyle: Başvurucu şirketin davasını inceleyen Yüksek Mahkeme Hukuk Dairesinin oluşumu, “kanunla kurulmuş bir mahkeme” değildir.
Sonuç: İhlal (Oybirliği).
41. Madde: Manevi zararlar bakımından 15.000 EUR; maddi zararlar bakımından talebin reddi.
46. Madde: Mahkeme, durumu düzeltmek için alınabilecek bireysel ve/veya genel tedbirlerin türleri hakkında özel herhangi bir işarette bulunmaktan kaçınmıştır. NCJ’yi de içeren yargısal atama usulünün 6/1 madde altındaki “kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkeme” gereklerine uyumsuzluğuna ilişkin kararları, diğer devam eden veya gelecekteki davalardaki benzer şikayetleri değerlendirmesi bakımından sonuç doğuracaktır. Mevcut davada belirlendiği şekliyle bu usulün Yüksek Mahkemenin Hukuk Dairesinin yeni atanan hâkimleri bakımından ve Reckowicz’de bu mahkemenin Disiplin Dairesi bakımından ve Dolińska-Ficek ve Ozimek/Polonya’da Olağanüstü İncelemeler ve Kamusal Meseleler Dairesi bakımından olan eksiklikler, halihazırda mevcut atamaları olumsuz etkilemişti ve sadece Yüksek Mahkemenin diğer dairelerine değil, ilk derece, askeri ve idari mahkemelere de hâkimlerin gelecekteki atamalarını sistematik şekilde etkileyebilecek niteliktedir.
Başvurucu şirketin haklarının ihlali, Polonya yargısın NCJ’nin yargısal üyelerini seçme hakkından yoksun kılan ve yasama ve yargının doğrudan veya dolaylı şekilde yargısal atama usulüne müdahale etmesine olanak tanıyan ve böylelikle bu yolla atanan hâkimlerden oluşan bir mahkemenin meşruiyetine sistematik biçimde halel getiren Polonya mevzuatındaki değişikliklerden kaynaklanmıştır. Bu durumda ve hukukun üstünlüğünün ve erkler ayrılığı ve yargının bağımsızlığı ilkeleri yararına, Polonya Devleti tarafından hızlı bir giderici eylem gerekli kılınmıştır.
Bu bakımdan çeşitli seçenekler davalı devlete açıktır; ancak, 2017 Değişiklik Yasasınca oluşturulduğu haliyle NCJ’nin işleyişinin devamı ve yargısal atama usulüne müdahil olması, Mahkeme tarafından saptandığı üzere sistematik işlevsizliği devamlı kılmıştır ve gelecekte “kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız mahkeme” hakkının muhtemelen çoklu ihlalleriyle sonuçlanabilir ve böylelikle Polonya’daki hukukun üstünlüğü krizinin daha da ağırlaşmasına yol açabilmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. NCJ’nin tavsiyesi üzerine atanan hâkimlerden teşkil edilen oluşumlar tarafından halihazırda verilmiş nihai kararlar bakımından hukuki ve fiili sonuçlarına ve böyle kararların Polonya hukuk düzenindeki etkileri bakımından; Mahkeme bu aşamada, davalı devlet tarafından düşünülecek olasılıklardan birinin, Yüksek Mahkemenin 23 Ocak 2020 tarihli Yüksek Mahkeme ve diğer mahkemeler ile ilgili mahkeme oluşumları tarafından verilen kararlara ilişkin yorumlayıcı kararının uygulanmasına dair çıkarımlarını, gerekli genel tedbirlerin içine dâhil etmek olacağını kaydetmiştir.
Bununla birlikte karardan gerekli sonuçları çıkarmak ve Mahkeme tarafından bulunan ihlallerin temelindeki sorunları çözmek için uygun olan bireysel veya genel tedbirleri almak ve benzer ihlallerin gelecekte gerçekleşmesini önlemek davalı devlete düşmektedir.
(Ayrıca bkz. Guðmundur Andri Ástráðsson/İzland [BD], No. 26374/18, 1 Aralık 2020; Xero Flor w Polsce sp. z o.o./Polonya, No. 4907/18, 7 Mayıs 2021; Reczkowicz/Polonya, No. 43447/19, 22 Haziran 2021; Dolińska-Ficek and Ozimek/Polanya, No. 49868/19 ve 57511/19, 8 Kasım 2021).